Şehirlerin değerini artıran en önemli unsurlardan biri belleği ve tarihinin toplumsal hayata indirilerek anlatılabilmesidir. Bu bellek ne kadar zenginleşirse şehirlerde o kadar değerlenir. Erzurum’u diğer şehirlerden farklı kılan unsurlardan biride zengin bir tarihe sahip olması ve bu tarihi geçmişin birbirinden farklı faaliyetler ve kişiler ile şekillenmesidir. Erzurum’un bu zenginlikleri içerisinde Toparlak Baba ve onun Pasin Darüs Şifahanesinin de değerli bir yeri vardır. Şimdiye kadar göz ardı edilen bu değeri tarihçi Ümit Topal ile söyleşimizin konusu olacak.
Ümit Hocam isterseniz bize ilk önce Toparlak Babadan bahsedin. Bu zat kimdir? Neler yapmıştır?
Toparlak baba 16.asırda birçok kimsenin bilmediği ilimlere hâkim devrin ilim adamlarındandır. Hz Ali soyundan gelmektedir. Asıl ismi Hasan’dır. Doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir. Kendisi Seyyid hem de şeriftir. Anne tarafından Şerif Mekki er-Rufai hazretlerinin torunu, baba tarafından Seyyid Salih er-Rufai hazretlerinin kızının oğludur. Toparlak Baba, Irak Sınırları içindeki Süleymaniye de dünyaya gelmiştir. Dedesi Seyyıd Salih er Rufai hazretleri torununun yüz güzelliğinden ötürü Hasan ismini bakışlarının keskin oluşundan ötürü de Ali ismini vermiştir. Seyyıd Şerif Hasan Ali (ks) yani Toparlak Baba, babası ve dönemin evliyalarının rahle-ı tedrisinden geçer Sonra ailesi ile birlikte önce Şam tarafına sonra da Semerkant’a doğru giderler. Semerkant ve Horasan bölgelerinde uzun yıllar kalırlar. Rufaı-Nakşı üveysilik İcazetini Semerkant’ın ulemasından Muhammed Derviş Emgendi (Emkenegi) Hazretlerinden alır. Yaklaşık olarak 115 yıl gibi uzun ve bereketli bir ömür sürmüş olan Toparlak Baba Hazretleri ömrünü İslam’a ve insanlığa hizmetle geçirmiştir. Miladı 1642 senesinde vefat etmiştir. Mekanı cennet olsun inşallah. Kendisi şu anda türbesi olan yeri defnedilmiştir. Bu türbenin yan tarafında misafir ağırlama salonu, şömineyi andıran bir ocak ve bir banyo bulunmaktadır. Türbesinin kitabesi ise şu şekildedir.
Nam-ı pak evvela Zurvans idi
Padişahlar Toparlak dedi ana
Şeyh kamil arif-i billah idi
Sıdk ile el kaldırıp eyle dua
Kudretinden Hak anı kılmış hekim
Her gelenler derdine buldu deva
Okuyup bir Fatiha ihlas ile
Bahşeden izzet bula her dü-sera
Lütfuna mazhar kıla bari Hûda
Af edip Mevla Ketencizade’yi
Kitabeden anlaşıldığı kadarıyla kendisinin hekimlik özelliği de bulunmaktadır. Türbesi 1204(1789) yılında tamir edilmiştir.
Toparlak babanın yani Seyyid Hasan Ali’nin Erzurum’a gelişi nasıl olmuştur.
Padişah II. Selim Han tarafından hicri 970 miladi 1570 yılında Anadolu’ya davet edilmiştir. Bu davet üzerine 1570 tarihinde Horasan ve Maveraünnehir’in yönetim merkezi olan Semerkant taraflarından çıkarak şu anda kabrinin bulunduğu yere yani bugün Erzurum şehrine 20 km. mesafede bulunan Toparlak köyüne yerleşir. Bilmeyenler için şöyle tarif edebiliriz Pasinler yolu üzerinden gidildiğinde 12 km uzakta olan Nenehatun köyünün güneyinde yer almaktadır. Toparlak köyü tarihi bir geçit noktasındadır. Bundan dolayı buraya Rus işgallerine karşı şehri korumak için 19. Yüzyıl sonlarında bir tabya yapılmıştır.
Seyyid Hasan Ali(KS) Toparlak Baba olarak anılmaya başlamasının nedeni nedir?
1635 tarihinde Padişah 4. Murat Han’ın Revan seferıne giderken Seyyıd Şerif Hasan Ali (k.s) hazretleri ile tanışır. Seyyid Şerif Hasan Ali (k.s) Hazretleri kısa boylu, dolgun olması nedenı ile 4. Murat Han senin adın bundan böyle Topalak Baba olsun der ve bu tarihten itibaren Seyyid şerif Hasan Ali efendi Hazretlerinın adı Toparlak baba diye anılır. Burada tarihi bir anekdot vermeden geçmeyelim toparlak Baba Revan üzerine sefere çıkan Osmanlı ordusuna oğlu şeyh Mustafa’yı da katarak dualarla orduyu sefere uğurlar.
Toparlak Babaya Şeyhi Zurvans, Zurvanis veya Zuvans adıyla da bilinmektedir. Bu isim nereden gelmektedir.
Bu isim Ermeniler tarafınca verilmiştir. Şifa dağıtan anlamına gelmektedir. Yani o dönemde Ermeniler bile Toparlak babanın şifa dağıttığını bilmekte ve inanmaktalar.
Hocam Toparlak Baba Zaviyesi hakkında okurlarımızı bilgilendirir misiniz?
Hatırlarsanız Padişah 4. Murat Han ile Toparlak Baba’nın görüşmesinden bahsetmiştik işte bu görüşmeden sonra Padişah 4. Murat Han zaviye için geniş arazı tahsis edilmesi emrini verir. Zaviyenin hizmetleri, daha da güçlendirilir. 1730’lu yıllarda Yeniçeriler ocağı tarafında arazinin bir kısmına el konulur. Toparlak Baba zaviyesine gelen hastalara hizmet aksamaya başlar. Bunun üzerine Toparlak Baba Hazretlerinin torunu Şeyh Seyyid Mustafa Efendi 9 Ekim 1734 tarihinde 1. Mahmut Han Hazretlerine durumu bildiren bir mektup yazar Padişah 1. Mahmut Han bu mektuba duyarsız kalmaz 29 Mart 1735 tarihinde göndermiş olduğu fermanla Toparlak Baba zaviyesine maddi destek sağlanmasını emreder. 1570 yılından beri bu zaviye hizmete devam etmektedir. Geniş bir külliye sistemi içerisinde bulunan Pasin darüşşifasının merkezinde cami, etrafında medrese, imaret, hamam, darüşşifa ve ihtiyaca göre farklı birimlerde eklenmekteydi. Bu külliyeler sadece burada çalışanlara ve hastalara hizmet vermekte değil yoksul, yetim ve yolculara da ücretsiz yemek dağıtımı, sağlık hizmetleri gibi hizmetler verilmekteydi. Toparlak Baba zaviyesine Toprak Tekkesi veya Zurvans Zaviyesi olarak adlandıranlarda vardır. Yeri gelmişken bu bilgiyi paylaşmayı uygun gördüm.
Toparlak Baba zaviyesinin en önemli kısmı şifahane olarak gözüküyor. İsterseniz ilk önce şifahane nedir o konuda bilgi verir misiniz?
Darüşifalar şifa dağıtılan yerlerdir. Yani o günün hastaneleri diyebiliriz. Darüşşifalar “Şifahane”, “maristan”, “bimaristan”, “darussıhha”, “dârulâfiye”, “ me’menülistirahe”, “darüttıb” gibi birçok isimle anılsa da hepsi de aynı anlama gelmekteydi. Bu şifahanelerde insanlar ücretsiz bakılırdı. Bitkilerle yapılan ilaçlar, musiki, şifalı taşlar, bio enerji ve yerine göre de cerrahi müdahaleler ile hastalara şifa verilirdi.
Toparlak Baba Şifahanesi yada kaynaklarda geçen ismiyle Pasin darüşşifası bugünde varlığını sürdüren bir şifahanemiz. Toparlak Babanın torunları tarafınca faal tutulduğunu biliyoruz. Bu şifahane hangi hastalıklara bakardı ve Erzurum’da başka şifahaneler var mıydı?
“Erzurum Pasin sancağında Zurvans diğer ismi ile Toparlak köyünde bulunan darüşşifa (şifahane) ve Bimarhane (akıl hastanesi) tekke ve zaviye hizmetlerinin devamı için bir cebelü karşılığında tımar isteğine dair Hicri 1147, miladi 1715” tarihli bir evrak Osmanlı arşivlerinde bulunmaktadır. Erzurum’da bundan başka tımarhane olmadığından mecnunlar burada tedavi ve terbiye edilmekte olduğundan tekkeneşin olanlara bir nefer cebelü bedeliyesi tahsisine ilişkin bir Osmanlı arşivi belgesi daha bulunmaktadır. Demek ki bu belgelere göre bu şifahanenin temel faaliyet alanı Bimarhane yani akıl hastalıkları olduğunu söyleyebiliriz.
Pasin darüşşifası ilginç bir mimariye ve bio enerji özelliğine sahip olduğuna dair rivayetler vardır. Bu konuda ne söylersiniz?
Pasin şifahanesini altıgen bir mimariye sahiptir. Bu altıgen binanın her kenarında üçer metre mesafede duvara ortaya gelecek şekilde oval biçiminde opsidiyen yerleştirir. Bu taşların özelliği yeryüzü oluşurken sertleşen ilk taşların olmasıdır. Yani yeryüzünün oluşumunun merkezi olan yerlerden alındığına inanılan taşlardır. Bu taşların Erzurum ve çevresinden alındığı rivayetleri vardır. Bu doğru ise demek ki yeryüzünün oluşumunun başlangıç merkezi veya merkezlerinden biri Erzurum ve çevresidir. Bu opsidiyenlerin yaydığı manyetik enerji ile içeri giren her akıl hastası sakinleşmekte dingin bir vaziyet almakta idiler. Bunun sebebi bu manyetik enerji İnsandaki negatif enerjiyi alıp pozitif enerji vermesidir. Bundan 4 asır önce şimdiki ilim adamlarının dahi düşünemeyeceği bir tasarıma ve anlayışa sahiptir. Şifahanenin girişi üç basamaklıdır. Şifahaneye giren insanlar birinci basamakta ruh hallerinin değiştiğini fark ederler ikinci basamağa indiğinde sakinleştiğini dinginleştiğini 3 basamağa indiğinde adeta kanat takıp uçtuğu duygusuna kapılırlar. Bu daru şifa üç bölümden meydana gelmektedir. İlk bölümde üç masuralı sistem yani bir tür çeşme ile daha önce ibni Sinanın kullandığı bir tekniğin uygulandığı görülür. Sabah erkenden su birinci masuradan ve başka bir makam ile başka bir hastalığa şifa olur. Öğlen üzeri başka masuradan akan su başka bir makam ile başka bir hastalığa şifa olur. Akşamüzeri başka bir masuradan akan su yine başka bir hastalığa şifa olur. İkinci bölümde bir sahne vardır bu sahnede sazendelerin icra ettikleri müzikler ile yani müzik ile tedavi etmekte ve yine ruhi sıkıntıları olanlara şifa olmaktadır. Son bölümde ise hastaların tababetle tedavi gördükleri bölümdür. Bu bölümde grip, nezle, baş ağrısı, diş ağrısı, kırık çıkık dahil her türlü rahatsızlıklara şifa olurdu. Bir vakitler “Merhum Toparlak baba Vakfiyesinde, musiki ile tedavide bulunmak için 10 adet hânende ve sazende gulan tâyin edilmiş. Bunlardan üçü hânende, biri neyzen, biri kemancı, biri musikarcı, biri santurcu, biri çengi, biri çenk santurcu, biri udcu olup, haftada üç kez gelerek hastalara ve delilere mûsıkî fasıl ederlerdi
Ümit Hocam hangi musiki makamları hangi hastalıklara şifa olmuştur?
Bütün saz ve makamlarda rûha gıda vardır. Ama zengule makâmı ile buselik makâmında rast karar kılsa insana hayat verir sözü meşhurdur.
Rast Makâmı: Havâle ve felç illetine devâdır.
Irak Makâmı: Har mizaçlılara, sersam ve hafakana faydalıdır.
İsfahan Makâmı: Zihni açar, zekâyı artırır, anıları tâzeler.
Zirevkent Makâmı: sırt ve eklem ağrılarının ve kuluncun tedâvîsinde faydalıdır.
Rehâvî Makâmı: Baş ağrısına devâdır.
Büzürk Makâmı: Ateşli hastalıklara iyi gelir, zihni temizler, vesvese ve korkuyu uzaklaştırır, fikre yön verir.
Nevâ Makâmı: Irk’un nisaya iyi gelir (Kadın hastalıkları)
Zengule Makâmı: Kalp hastalıklarının devâsıdır.
Hicaz Makâmı: İdrar zorluğuna iyi gelir, cinsel yönden uyarıcı etkisi vardır.
Buselik Makâmı: Kulunç ve bel ağrılarının ilacıdır.
Uşşak Makâmı: Kalp, karaciğer, sıtma ve mîde hastalıklarının ilacıdır. https://erzurumsevdasi.com/pasin-darus-sifa-hanesi-toparlak-baba-tekke-i-zaviyesi/ Röportaj Konuğu: Araştırmacı Tarihçi Ümit Topal