DEĞİŞİK KAYNAKLARA GÖRE SİTTİ MÜKRİME SULTAN
İlk Osmanlı kaynaklarından biri olan Aşıkpaşazade, şehzade Mehmet’in Sitti Hatun’la evlenmesini şöyle anlatmaktadır “ Sultan Murad Han Gazi, Kosova gazasından devletle gelince Edirne’de tahtında karar etti. Bir gün veziri Halil Paşa’ya “ Halil! Kızımı çeyizledim, çıkardım. Şimdi dilerim ki oğlum Sultan Mehmed’i de evlendireyim. Ancak dilerim ki Dulkadiroğlu Süleyman Beğ’in kızını alayım derim. Hem o Türkmen BEĞİ bizimle gayet dostluk ve doğruluk eder” dedi. Halil Paşa “ Nola sultanım! Hem layıktır” dedi. Amasya’da Hızı Ağa’nın hatununu gönderdirler. Yürüdü, Elbistan’a Dulkadir sultanı Süleyman Beğ’e vardı. O vakit Süleyman Beğ’in beş kızı vardı. Beşini dahi ortaya getirdi. Hızır Ağa hatunu da kızları görünce beğendiği kızın eline yapıştı.
İki gözlerinden öptü. Oradan sürdü, Hünkâra geldi. Haber verdi, Süleyman Beğ’in itaatini, tevazüsünü ve kızın eline yapıştığını, güzelliğini, evsafını ve huyunu dedi. Sultan Murad dahi, Hızır Ağa hatununun beğendiği kız kabul etti. Yine tekrar Hızır Ağa Hatununu ve Anadolu’nun ileri gelenlerinin hatunlarını gönderdiler. Kızı almaya Anadolu’dan ileri gelen beyler birlikte gittiler. Oraya yaklaşınca Dulkadir sultanı Süleyman Beğ’in kendisi Dulkadir beğleri ile karşı geldi.
Büyük hürmetler edip dünürleri lütufla kondurdu. Usul ve törelerince ağırladı. İşin sonunda kızın elini alıp Hızır Beğ hatununun eline verdiler. Onlar dahi kızı alıp doğru Edirne’ye getirdiler. Hünkâr, gelinin çeyizi ne ise hepsini gördü. Ve “ hele benim türemde bu değildir, hem azdır” dedi. Hünkârın kendisi padişahlara layık bir çeyiz hazırlattı. Gelinin çeyizine nice şeyler daha ekledi. Düğün yaptı ve etrafın padişahlarını davet etti. Ulemayı ve fukarayı topladı. Hepsine padişahın ihsanları sonsuz ve ölçüsüz olarak yetişti. Gelen ulemaya ve fukara zengin olup gitti. Bu düğün tarihi hicretin 853’ünde (miladi 24 Şubat 1449) Edirne’de oldu.”
İlk Osmanlı müverrihlerinden Oruç Bey de Sitti Hatun’la Şehzade Mehmed’in evlilik olayından şöyle bahsetmektedir: “ Sultan Murad Han, Edirne’de oğlu Mehmed’i evlendirdi. Dulkadiroğlu Sultanı Süleyman beğ’in kızı Sultanzadeyi düğün eyleyip alı verdi. Sonra yaylaya çıktı” (24 Şubat 1449-13 Şubat 1450) Bu düğün olayını Mehmed Neşrî de benzer şekilde anlatmaktadır.
Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde Osmanlı Hizmetine giren İdris-i Bitlisi, Fatih ile Sitti Hatun’un evlenmesine eserinde geniş bir yer ayırmış, olayı ayetlerle, şiirlerle ve kıssalarla izah etmiştir. Müellif; evlilik yaşına gelen şehzade Mehmed’in evlenmesi için Sultan Murad’ın huzuruna devlet erkânının davet edildiğini, onlarla müşavere yapıldığını, herkesin bu evlilik için fikir beyan ettiklerini, hangi kızın seçileceği hususunda da görüşler bildirdiklerini yazmaktadır.
.
Osmanlı tarihçisi Solakzade Mehmet Efendi de Sitti Hatun’la ilgili şu bilgileri vermekte: “Dulkadiroğlu Sultanı Süleyman Bey’in bahtiyar cihan padişahına ubudiyetini arz etmesi ve doğruluk ve hulus ile ona bağlanması, iki taraf arasında birbirine karşı hitap ve mükâleme vukua getirmişti. Adı geçenDulkadiroğlu sultanı Süleyman’ beğın beş adet kızı vardı. Sonuncu kızları güzellik bakımından hayret derecesindeydi. Gerçi bu beş pakize kızı da birer yıldız idi. Amma içlerinden birisi hüsn ü cemal ile hepsinden çok ileride idi. O sıralarda mekânı yüce şehzade Sultan Mehmed Han hazretlerine tezvic olundu.
Devlet erkânından pek çok kimse, Elbistan’a kadar gittiler. O namus sahibi gelini, tazim ve terkim ile saltanat haremine getirdiler. 853 (1449) baharında nice günler düğünler oldu. Neşe ve sevinç mürettep olmakla, güzel sevinçlere eren düğün ehlinin gönüllerinde olan gam yumakları dağıldı. Üzerlerine dirhem ve dinar saçıldı. Velhasıl bütün halk, kıyasa gelmez padişahın nimetleriyle, onun yüksek ihsanları ile müteselli oldular.”
Alman Tarihçi Hammer, Fatih’le Sitti Hatun’un evlenmesini şöyle anlatmaktadır. “ Yine o sene zarfında Murad oğlu Mehmed’in Zülkadir prensesiyle izdivacını icra eyledi. Bu memleketin Türkmen Beyi Sultanı olan Süleyman Beğ’in beş kızı vardı. Hızır Ağa’nın haremi bu kızların arasında Osmanlı tahtı varisine bir zevce seçmek için zülkadir Sultanı Süleyman Beğ’in nezdine gönderilerek seçilen prenses -padişah namına olarak – nişan yüzüğünü verdi.
Hızır Beğ’in halilesi (zevcesi), gelinin ulaştırılmasına Saruca Paşa ile beraber tekrar Zülkadir sultanı Süleyman Beğ’in sarayına gelerek gelini götürdü. Beğ’in ileri gelen memurları Dulkadir beğleri gelini cehizıyla beraber Bursa’ya kadar teşyi ettiler. Bu şehrin kadıları, âlimleri, şeyhleri tantana ile gelinin istikbaline çıktılar. Edirne’de düğün merasimi üç ay sürdü. Mehmed Edirne’den ancak 1450 Kanun-ı Evvelinin nihayetinde hareket ederek Manisa’da hükümetine döndü. Bir ay sonra Murad –kırk dokuz yaşında olduğu halde – ekseriye sefâgahı olan Edirne gölünün bir adasında ve ziyafet esnasında nüzül isabetiyle vefat etti.
XV. yüzyıl Edirne tarihinde, adı ve sanıyla kesin olarak tanınan Sitti Hatun; kuşkusuz ki, Fatih Sultan Mehmet’in eşi ve Dulkadiroğlu Sultanı Süleyman Bey’in kızıdır. Kayıtlarda Sitti Şah Hatun ya da Sitti Sultan adlarıyla anılan Sitti Hatun’dur. Sitti Hatun adına Karaca Bevvap Mahallesinde (bugünkü Sevindik Fakih Mahallesi), kendi sarayının bahçesinde Sultan Camisi(Sitti Sultan Camisi, Hatuniye Camisi) denilen bir cami yaptırılmıştır.
Ümit TOPAL