HASANKALE-İ ŞAHANE EVLADI
ŞAİR NEF-İ ÖMER NEF-İ DULKADİR-İ HAKKINDA BİLMEDİKLERİMİZ
Tarihin hemen her döneminde eleştiri ve yergiye sıcak bakılmamış, bu yolda söz söyleyenlerin başı beladan kurtulmamıştır. Hoşgörünün egemen olduğu Osmanlı zamanında da bazı şairler dilleri yüzünden katledilmişlerdir. XIV. yy.’da Nesîmi’nin, “derisi yüzülmek suretiyle katline” fetva verildi. XV. yy.’da Fatih Sultan Mehmed zamanında âlim ve şair Tokatlı Molla Lûtfî hicivleri sebebiyle ona düşman olanların zındıklık suçlaması neticesinde, XVI. yy.’da genç şair Figânî yazmadığı fakat iftiralarla kendisine mal edilen bir beyit sebebiyle idam edilmişlerdir.
XVII. yy.’da, IV. Murad devrinde Nef’î’nin dışında muasırı Mantıkî de hicivleri sebebiyle öldürülen ilmiyle maruf bir şairdir.
nef-i de hicivleri sebebi ile öldürülmüş ve bizim bildiğimiz mübarek cesedinin denize atıldığının aslında doğru olmadığı aşağıdaki kayıtlardan anlaşılmakta
Sadrazam Bayram Paşa sa’âyitiyle (1044) sene-i hicriyesinde katl edilen Nef’î i merhumun saray odunluğunda habs edilerek ba’de boğulup deryâya atdırıldığı Nâ’imâ tarihinde muharrer ise de Nefi’nün Sadr-ı a’zamlarun ol vakt konağı olan bâb-ı âli’nün tomruk da’ iresi odunluğunda ba’de’l-katl bâb-ı âli’nün Sirkeci İskelesi cihetine nâzır olan kapusı yanına defn edildiği Sultan Mahmûd-ı sânî ve Abdülmecid zamanlarında bâkıyye kalkmış olan bâb-ı âli hulefâ-yı kudemsından pekçok zevâtdan işidilmişdür
Sabâvetimüz zamânı olan 1270/ [1853] tarihlerinden bâb-ı âlî’nün bir nev’ bâğçe hükmünde olalı havlısına li-ecli’t-tenezzüh ekseriyâ gider idük. Sirkeci İskelesi tarafındaki kapudan girildigi vakt sol tarafda mevlevi sikkesiyle yazıdan âri bir mezar var idi ki Nefi’nün kabridür. 1288: [1871] senesinde Mahmüd Nedim’ün ilk sadâretinde seng-i mezar oradan kaldırılarak biraz sol tarafa konulmuş ve sonra Cevâd Paşa’nun sadaretinde kütübhânenün inşâsı cihetiyle mezar oradan dahi kâmilen kaldırılup bâb-ı ‘âlî’nün hariciye dairesi karşusındaki bâğçeye götürüImişdür. Seng-i mezar o bâğçede eI-yevm mevcüd ise de bâğçeye girilmek memnû’dur….:
27 cemâziyelâhir1336/[1917] 11 mart 1334 pazartesi
Sefinetü’s-sâfi muharriri
Ed’afü’l-‘ibâd
Ahmed Sâfi”
Metin Akkuş, “Ömer Nef’î’nin Hayatı ve Biyografi Problemleri” Atatürk Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı: 3, 1995, s. 208, 209.
Nef’î’nin babası Mehmed Şah, dedesi Mirzâ Ali Şah dır. Babası Mehmed şah, Kars ve Mıcıngerd sancak beyliği yapmış, dedesi Mirzâ Ali Şah ise Pasinler sancak beyi olmuştur.
Nef’î, asaleten nakib-ül eşraf olup soylu ve aydın bir aileye mensuptur. Babasının rahatça şiir yazabildiği ve çevresinde az çok tanınmış olduğu, Sihâm-ı Kazâ’nın bazı yazmalarının başında bulunan bir manzumeden açıkça anlaşılmaktadır:
Benim züğürtlük ile ellerim taş altında
Müzehrefâtın o dürr ü güher satar Hân’a
Ben ıztırab ile hunda semaa girmede ol
Dü beyt okur negamat ile def çalar Hân’a
……
O demde kim peder-i nâ-bekâr-ı sifle-nihâd
Beni garîb koyub oldu hem-sefer Hân’a
İki kasîd okumuşdu ekâbiri cer içün
Anıñla oldı yine şehr içinde her hâne
Ümit TOPAL